31 Temmuz 2013 Çarşamba
Oktay Usta kimdir? -4
Oktay usta ve babası, yaz mevsimi gelir ve İzmir Gümüldür’deki Sultan Oteli’nin mutfak bölümüne yerleşirler. Küçükken fazla zaman geçiremediği babasıyla birlikte çalıştığı için çok mutlu olduğunu söylüyor Oktay Usta. Diyor ki; “Babamın varlığı bana çok fazla güven verdi. Diğer tarafta da amcam vardı ama yine de babanın yerini kimse tutmaz tabi. Hayatı boyunca babasıyla birlikte çok az olmuş biri için bu durum daha değerliydi tabii.”
Bir sene kadar mutfak havası solumuş olsa da Oktay Usta’ya temizlik ve patates-soğan soymanın dışında herhangi bir görev verilmez yine. Çünkü aşçı olmak uzunca ve çileli bir yolu başarıyla tamamlamaktan geçer.
İlk yıldan sonra neler mi yapılır? çırağın pratiklik kazanması için tavada tuz, mercimek sallatılır, çevirirken de düşürüp düşürmediğine bakılır. Eğer düşürdüyse temizliğe ve sebze soymaya biraz daha devam ettirilirmiş. Çıraklığının ilk yılında yaşadığı bir hatırayı bugün de hâlâ gülerek anlatıyor Oktay Usta: “Bir gün arkadaşım, ‘Bana çok acil un getir, havanın içine koyup döv’ dedi. Çok telaşlı bir anda söyledi bunu. Ben de getirdim, başladım havanı dövmeye. Vurdukça un yukarı sıçrıyor.
Başka bir usta gördü, ‘Ne yapıyorsun sen?’ dedi. Ben de Ahmet Usta, havanda bu unu dövmemi istedi dedim. İki usta birden gülmeye başladı. O zaman şaka yaptıklarını anladım. Yanaklarım çok kızarmıştı, şakayı anlayamadığım için utanmıştım.”...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder